victor hugo'nun muhteşem kitabı. victor hugo bu kitabı, 1829 yılında ve daha 26 yaşındayken yazmıştır. kitap, birinci tekil ağızla yazılan ilk roman olmasının yanında, bu kadar ince olmasına rağmen içerik yönünden bu kadar dolu olan nadir eserlerdendir.
kişisel tavsiyem, ilk başta önsöz okunup sonra kitaba başlanmalı. ki yanlış anımsamıyorsam (şu an kalkıp bakmaya üşeniyorum) önsöz kitabın sonunda. yani bir çeşit, sonsöz olmuş. yine de dediğşm gibi, ilk başta önsöz-sonsöz okunmalı. böyle yapıldığı taktirde kitap bambaşka bir boyuta ulaşıyor.
kitaptaki ana karakterin hangi
suçtan idama mahkum edildiğini hiçbir şekilde bilememek, okura müthiş bir akıcılık kazandırıyor. ki büyük bir ihtimal victor hugo bunu bilerek yapmış. zira suçun ne olduğu belli olursa, her okur kendi açısından farklı yönlere çekebilirdi. ancak suçun ne olduğunun bilinmeyip sadece suçlunun
ölüme adım adım gidişinin işlenmesi, hem
idam cezası konusunda hem de
insan onuru bağlamında okuyucuyu düşüncelere sevk ediyor.
bazen düşünüyorum,
türkiye modern bir ülke olabilir mi diye. maalesef asla olamayacak gibi. çünkü (bu kitaptan hareketle) başka ülkelerin iki asır önce eriştikleri entelektüel seviyenin daha binde biri bile yok bizde. zira şöyle bir eser bizde yazılsa ve idam cezasını sorgulatsa, yazan kişi
vatan haini ya da
terörist damgası yer, yayınevi kapatılır, okurları ise hapse tıkılır.
muhteşem bir kitaptır. okuyun. okutun. önce önsözü-sonsözü okuyarak başlayın ama.